Pages

  • RSS

30 Ocak 2008

muhallebili baklava(hazır baklava yufkasından)

Sevgili Ayşe'nin başlattığı Yaman Etkinliklerin bu ayki konusu "Geleneksel Tatlılarımız", evsahibi de binbirçeşni aşçısı Sevgili Saliha. Ben de bu etkinliğe daha önceden yapıp bir türlü eklemeye fırsat bulamadığım hazır baklava yufkasından muhallebili baklava ile katılıyorum. Etkinliğe katılan diğer tarifleri burdan takip edebilirsiniz, Sevgili Saliha'ya kolaylıklar diliyorum...
Bu tatlı için birkaç denemeden sonra kendimce aşağıdaki ölçüleri oluşturdum.
1/2 paket hazır baklava yufkası için malzemeler:

Muhallebisi için:
  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 adet yumurta
  • 1 çorba kaşığı nişasta
  • 1 çorba kaşığı pirinç unu
  • 1 tatlı kaşığı irmik
  • 2 çorba kaşığı toz şeker

Tüm malzemeler muhallebi kıvamında pişirilir, soğumaya bırakılır. (Nişasta+pirinç unu yerine 2 kaşık un kullanabilirsiniz.)

Hazır baklava yufkası 3-4 adeti üst üste konur(kalan yufkalar kurumasın diye paketinde bekletilir). Uzunlamasına 6 şerit olacak şekilde kesilir. Dar köşesine soğumuş muhallebiden yerleştirilip üçgen şeklinde sarılır. (Muhallebinin içine yeşil toz fıstık karıştırırsanız şöbiyet gibi bir lezzeti oluyor). Tepsiye yerleştirilir. Üzerlerine 75 gr. tereyağ eritilip gezdirilir. (1 paket yufka için 150 gr. tereyağ iyi geliyor) 180 derecede kızarana kadar pişirilir.

Şerbeti için: 1,5 su bardağı su, 1,5 su bardağı şeker 5 dk. kaynatılır. Bir kaç damla limon suyu eklenir, 5 dk daha kaynatılır, ocaktan alınır, soğumaya bırakılır.

Fırından çıkan tatlının ilk sıcaklığı çıkınca soğumuş şerbet gezdirilir.

Not: Ertesi güne kalan tatlıların lezzeti güzel ancak kabarıklığı sönüyor, aynı günde tüketmekte fayda var ya da yenilecek kadarı şerbetlenir, kalanı daha sonra şerbetlenir.
Servis sırasında üzerini yeşil fıstıkla süsleyebilirsiniz.
Dilerseniz yağ miktarını artırabilirsiniz, ancak bize fazlası ağır gelmişti, 1 paket(500gr.) hazır baklava yufkası için 150 gr. tereyağ yeterli oluyor. Ben bir kısmını muhallebili kalanını cevizli hazırlamıştım.


Etkinliğin konusuna uygun arşivden seçmeler:

*hurma tatlısı
*çilek soslu tavuk göğsü
*fırın sütlaç
*muzlu bademli güllaç
*Muhallebili Top Kadayıf
*Nevzine
*kabaklı ve sakızlı muhallebi
*yağsız revani
*ye-15 Bayram Tatlıları

28 Ocak 2008

portakallı iki renkli kek & galeta unlu poğaça

Hafta içi okul+dişçiden sonra anneme uğradığımızda bizi portakal kokulu bu nefis kek karşıladı ve beni okul yıllarına götürdü, okul dönüşü annem kek yaptığında ne kadar da çok sevinirdim:)
Annem kısa zamnada bize pratik bir menü hazırlamıştı. Portakallı iki renkli kek, patates salatası, kıymalı milföy börek. Annemin klasik kek tarifi bu, son bir kaç seferdir de içine süt yerine portakal suyu ekliyor ve nefis oluyor. Fotoğraf makinası yanımda olmayınca kekin bütün halini cep telefonu ile çekmiştim ama resimler iyi çıkmamış, Allahtan annemin eve paket olarak verdiği kekler vardı da son iki dilim kaldığında resmini çekmek geldi aklıma.




Malzemeler:






  • 3 adet yumurta



  • 1,5 su bardağı toz şeker



  • 1 su bardağı portakal suyu ve kabuklarının rendesi (yaklaşık 3 adet portakal)



  • 1 su bardağı sıvıyağ



  • 3 su bardağı un



  • 1 paket kabartma tozu



  • kakao, çikolata parçaları



Hazırlanışı: Önce yumurta ve şeker iyice çırpılır, sonra geri kalan malzemeler eklenir, az bir kısmı kakao eklenmek üzere ayrılır, gerisi yağlanmış kek kalıbına boşaltılır, kakao eklenen hamur iyice karıştırılır, sade hamurun üzerine gezdirilir. Bir kaşıkla kalıbın kenarlarından doğru sade hamur kakaolu hamur üzerine hafifçe örtülür. Bu sefer evde olmadığı için annem eklememiş ama çikolata parçaları eklerseniz, çok daha nefis oluyor. Çikolata parçalarını hamuru kalıba boşalttıktan sonra aralarda ekleyin. 180 derecede 35-40 dk. pişirilir.


~~~~~~~~~~~~~

Galeta Unlu Poğaça
Bir de bu kekin yanında, kızkardeşimin tezhip kursuna götürmek üzere hazırlayıp, eve de biraz bıraktığı bu nefis galeta unlu poğaçaları da eşlik etti çayımıza:)
Cep tel. ile çektiğimden resim pek güzel çıkmadı.

¨¨¨¨ekleme¨¨¨¨





Kızkardeşim poğaçanın tarifini gazetelerin verdiği eklerden denemiş. Bu poğaçaları daha önce sofra dergisinde gördüğümde ilgimi çekmişti, biraz da tereddütte kalmıştım nasıl olur diye ve bir türlü de denemeye fırsatım olmamıştı.Poğaçaların tadına baktığımda yanıldığımı anladım, tahminimden daha da lezzetliydiler.
Poğaçaları kızkardeşim akşamdan yoğurup şekil vermiş, sabahta pişirmiş. Tarifi dergideki şekliyle aktarıyorum. (Sofra Ağustos 2004)

Galeta unlu poğaça (15-18 adet)

Hamuru icin:






  • 250 gr. margarin



  • 1 çay bardağı sıvıyağ



  • 1 çay bardağı yoğurt



  • 1 adet yumurtanın akı



  • 1 paket kabartma tozu



  • 5 su bardağı un



  • 1 tatlı kaşığı tuz



iç malzemesi icin: 3 adet patates; tuz, pulbiber ve karabiber



üzeri için: 1 adet yumurtanın sarısı, 1 su bardağı galeta unu



Hazırlanışı: İç malzemesi icin öncelikle patatesleri bol miktarda su dolu bir tencereye koyup haşlayın. Patatesler soğuyunca kabuklarını soyun ve çatalla iyice ezin. Üzerine tuz, karabiber ve pulbiber ekleyip karıştırın. Hamur için margarin, sıvıyağ, yoğurt, yumurta akı, kabartma tozu, un ve tuzu derin bir kabın içinde karıştırıp kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin. Hamuru yumurta büyüklüğünde parçalara ayırıp yuvarlayın. Her bir parçayi elinizle açıp, içine hazırladığınız patatesli karışımdan yerleştirip kapatın ve yuvarlayıin. Üzerlerine cırpılmıs yumurta sarısı sürü galeta ununa bulayın. Yağlanmıs fırın tepsisine aralıklarla dizin. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25-30 dk., üzeri renk alana kadar pişirip servis yapın.
Aşçının notu: Poğacaların sadece üzerine yumurta sarısı sürüp galeta ununa bulayın. Aksi takdirde tepsiye yapışabilirler.
Not: Resmin daha iyi anlaşılması için dergideki resmi de ekliyorum.

24 Ocak 2008

Portakallı labneli pasta


Bu pastayı geçen haftalarda kız kardeşim ve eşi geldiğinde yapmıştım.Daha önce de 2 kere yaptığım bu pasta yiyenlerden tam not alıyor. Portakal suyuyla ıslanmış kedi dili, labneli krema, badem ile oldukça hafif ve nefis bir pasta oluyor. Ben bu sefer 30 cm lik baton kek kalıbı kullandım. Tarifteki ölçüler tam geldi, üzerinin çikolata sosunu yarım ölçü yaptım, o da tam geldi. Önce kalıbın altına streç film serdim. Üzerine pişmiş labneli kremadan yaydım, portakal suyuyla ıslanmış 8 adet kedi dilini dizdim, üzerine krema, muz dilimleri, file badem, damla çikolata yerleştirip, krema ile üzerini kapattım. Tekrar ıslatılmış kedi dili dizdim. Streç filmi kapatıp, dinlenmeye bıraktım. Ertesi gün streç filmi açıp pastayı ters çevirdim, streç filmi çıkarttım, üzerine hazırladığım (soğumuş yarım ölçü) çikolatalı sosu gezdirdim, file badem serptim. Üçgen dilimleyerek servis ettim.

23 Ocak 2008

bir SOBE...



Bu ebeleme sobeleme oyunları sonu olmayan zincirin halkaları gibi, ben de maalesef bloguma yeterince zaman ayıramazken bu oyunlara da pek katılamıyorum.
Bu sefer sevgili Bengisu beni sobelemiş, sorular kısa ve kolay olduğu için, zaman da bulmuşken hemen cevaplara geçeyim:)


Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım?
Aslında bir yemek sitesi açmayı düşünüyordum, henüz hayata geçirmemişken üyesi olduğum yemek grubuna gelen bir maille Sevgili Hatice'nin (portakalağacı) sitesiyle tanıştım. Tarzıyla çok hoşuma gitmişti, bir süre takip ettim, daha sonra bir kaç blog daha açıldı, bu arada ben de ara ara yaptıklarımın resmini çekip, notlar almaya başlamıştım, derken hem denediklerimi paylaşmak hem de kendime bir arşiv oluşturmak için Nisan 2005 te oğlumun doğumgünü menüsü ile blog dünyasına adım attım.

Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
evet, çoğunlukla çay saatine yönelik olmak üzere deneyip beğendiğimiz tarifleri paylaşıyorum.

Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
Uykuyu sevmeyen ve sürekli etrafımda dolanan iki oğlum var, onlardan fırsat buldukça güncellemeye çalışıyorum ve bu uzun aralara neden oluyor.

Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
hayır, ama daha sık güncellemek istiyorum ancak çocuklarla bu mümkün olmuyor, sadece tarifleri yapıp resimlerini çekmek yetmiyor, sakin kafayla içinden en güzellerini seçmek ve yazısını hazırlamak gerekiyor. Sitenin görünümünde eklemek istediğim, değiştirmek istediğim pek çok şey var ama artık ne zamana:)

Blog yazmayı ne kadar sürdüreceğim?
Blogumla fazla ilgilenemekten zaman zaman kapatmayı da düşünsem, gittiği yere kadar devam ettirmek istiyorum.

07 Ocak 2008

vişneli elmalı turta

Bu tarifi 4-5 yıl kadar önce Oktay Ustanın programında pasta ustası Şule Gündoğan yapmıştı, hemen not almıştım, ne zamandır aklımda olan bu turtayı nihayet yapabildim.

Aşağıya tarifin orjinalini yazıyorum, ben yağ, yumurta ve şeker miktarını azaltarak hazırladım, parantez içinde kendi kullandığım ölçüleri yazıyorum.


Malzemeler:

Hamuru için:
  • 1 paket margarin (125 gr. tereyağ kullandım)
  • 2 çay bardağı sıvıyağ (1 çay bardağı sızma zeytinyağı kullandım)
  • 3 adet yumurta ( 2 adet kullandım)
  • 1,5 su bardağı şeker (1 çay bardağı kullandım, biraz az geldi)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
İç harcı için:
  • 4 adet elma
  • 1,5 su bardağı toz şeker (1 çay bardağı kullandım, artırabilirsiniz)
  • fındık, tarçın
  • 250 gr. vişne
Hazırlanışı: Öncelikle iç harç hazırlanır. Elmalar kabukları soyulup, rendelenir, şekerle birlikte suyunu çekene kadar pişirilir. Ocaktan alınır, içine dövülmüş fındık ve tarçın eklenir.
Hamuru için önce sıvı malzemler karıştırılır. Daha sonra diğer malzemeler eklenerek hamur yoğrulur. Hamur ikiye ayrılır, yarısı dondurucuya yarısı da yağlanmış fırın kabın yayılır. Üzerine soğumuş elmalı harç yayılır, üzerine vişneler yerleştirilir (ben dondurulmuş vişneyi suyunu süzdürerek kullandım) . Dondurucudaki hamur iç harcın üzerine rendelenir. 170 derecede pişirilir. Fırından çıkan turta biraz soğuyunca üzerine pudra şekeri elenir.
Notlarım: Ben tarifteki yağ, yumurta ve şeker oranını azaltarak 30 cm lik . tart kalıbında hazırladım. Daha kalın bir turta isterseniz tarifteki gibi yada benim hazırladığım ölçülerle daha küçük bir kapta hazırlayabilirsiniz. Hamuru için şekeri biraz az gibiydi, dilerseniz şeker oranını artırabilirsiniz. Ben yarı yarıya yerine hamurun 1/3 ünü dondurucuya koyup kalan 2/3 lük kısmı kalıba yaydım.